Korana Virüsle Mücadelede Yeni Bir Dönem Başlayabilir!

0 70

Uzm. Dr. Şafak Göktaş, pandeminin gölgesinde geçen günlerde herkese rahat bir nefes aldıracak açıklama yaptı. Göktaş’ın yeni bir yöntem olarak tanımladığı sprey aşı ile virüsle müsabakanın biçimi değişebilir.

Pandemide bir yılı aşkın bir süreyi geride bıraktık. Bu arada virüsle mücadelede pek çok aşı ve yöntem geliştirildi, araştırmalara ise son hız devam ediliyor. İşte bu noktada halen geliştirilme aşamasında olan sprey aşıdan umut verici haberler geliyor. Uzm. Dr. Şafak Göktaş’ın görüşlerine göre burundan sprey yöntemi ile uygulanmakta olan nazal aşı tam manası ile uygulanmaya hazır hale geldikten sonra diğer yöntemlere gerek kalmayacak. Deneylerin başarılı geçtiğinin önemini vurgulayan Göktaş konu hakkında şu detayların önemini belirtiyor: “Bahsettiğimiz konu nazal sprey aşı.

Bu yöntemin faz çalışmalarında yüzde 100’e yakın etkinliğinin olduğu tespit edildi. Nazal sprey aşı, hem enfeksiyonun önlenmesi, hem de yayılım yönünden solunum yollarını kaplayan mukozadaki hücreleri amaçlıyor. Bu noktalar korona virüsün giriş ve üreme yerleri olduğu için, virüs burundan içeri girdiği anda aşı sayesinde etkinliği ve yayılımı azalıyor. Çünkü virüs, aşı sonrası mukozada çoğalamıyor. Bu da hastalığın alt solunum yollarına, yani akciğerlere inmesini engelliyor. Farelerde yapılan çalışmalarda, nazal sprey sonrasında farelerin antikor geliştirmiş olduğu de tespit edildi.”

Uygulanan Aşıların Yerini Alabilir

Göktaş, halihazırda uygulanmakta olan aşıların yerini ileride bu yeni metoda bırakabileceğini de sözlerine ekliyor: “Sprey ile önlem alırsak yılanın başını küçükken ezmiş oluruz. Şu an yapılan klasik aşı ile virüse hava tesir ettikten sonra etki alabiliyoruz. O yüzden nazal aşının daha etkili olacağını söyleyebilirim. Bunun haricinde, soğuk zincir de gerektirmeyen bir uygulama, oda sıcaklığında kalabiliyor. Ayrıca pek çok insanda enjeksiyon fobisi var. Bunu da engelleyecek bir çözüm yolu olacaktır.”

“Nazal aşının tek doz yapılması yeterli oluyor. Ig A dediğimiz antikorların üretimini bağlamış oluyoruz. Yan etkilerinin, klasik aşıya göre daha az olacağını öngörüyoruz. Mutasyonlara karşı da etkili olacak.”

Yapılan aşıların hastalığı hafif atlatmada kilit unsur olduğunu da belirten Uzm. Dr. Şafak Göktaş, “Aşıda hastalara önerim kar zarar hesabı yapmaları. Aşısız olarak virüse yakalanırlarsa, hastalığı ağır geçirip, yoğun bakım ünitesine ihtiyaç hissedebilirler. O süreç çok zor. Amaç, yoğun bakım ve hastaneye yatış oranını düşürmek. Hepimizin toplum sağlığını düşünmemiz gerekmektedir” dedi.

Kaynak:cnnturk.com

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.