Anne-Çocuk İlişkisi Beslenme Tarzını Etkiliyor!

0 64

“Yeme bozukluklarının altında bebeklik döneminde anne ile kurulmuş olan bağın büyük bir rol oynadığını biliyor muydunuz? “Psikiyatrik açıdan anne ile bebek arasındaki ilişki kişinin beslenme tarzını oluşturuyor. İlk 1 yaşta anne bebek ilişkisi bozulursa sonraki dönemlerde o çocukta beslenme ve yeme bozuklukları açısından risk meydana geliyor” diyen Uzm. Dr. Emin Çağlar, çok önemli bilgiler veriyor.”

Beslenme bir hayli geniş bir kavramdır. Beslenme içerisinde yemek, içmek, bebeklik döneminde meme ve biberon emmek olduğu kadar bir insanın zihin, biliş, duygu ve davranışlarını da etkiler. Bebeklik, çocukluk ve ergenlik döneminde bir çok beslenme ve yeme bozukluğu görülür. Beslenme alışkanlıklarımızın, iştah durumumuzun beyinde nörotransmitter adı verilen bir grup salgı maddeleriyle düzenlendiği biyolojik olarak biliyoruz. Psikiyatrik açıdan ise yaşamın ilk senelerinde anne (veya bakımveren) ile bebek arasındaki ilişkinin o dönemde kişinin beslenme tarzını oluşturduğunun bilinmesi ve duygusal açıdan ona kattıkları bir hayli önemli.

İlk 1 yaş beslenmesi çocuğun geleceğini belirliyor

Psikiyatride oral dönem adı verilen ilk 1 yaşta beslenme bebek için önemli. Bu dönemde anne bebek ilişkisi, bebeğin beslenmesi bozulursa sonraki dönemlerde o çocukta beslenme ve yeme bozuklukları açısından risk oluşur. Örneğin; aile içi sorunlar, annenin depresyonu ya da kaygısı, bebekte bir takım başka hastalıklar, çok sayıda çocuk sahibi olma sonucu gelişen tükenmişlik gibi nedenler çocukta yeme bozukluğunu oluşturabilir. İlk beslenme dönemi, doğum sonrası meme emme veya bu mümkün değil ise biberon ile olur.

Mesele yalnızca süt değil; tensel temas, sevgi, şefkat ve güven aktarımındadır. Buradaki tensel temas, meme yolu ile emzirerek de olabilir, biberonla beslenirken sarılmayla da. Çocuğunuzun ruhsal ve fiziksel açıdan nitelikli bir biçimde beslenmesini istiyorsanız, onu en iyi biçimde beslemek arzusundasınızdır. Toplumumuzda ‘Anne saçını süpürge eder’ gibi yaygın bir algının içinde, annelerin duyguları sık olarak ikinci planda kalabiliyor. Burada göz ardı edilen yalnızca annenin duyguları değil, öte taraftan bebeğin de bu isteksiz ve sıkıntılı emzirme sürecinden nasıl etkilendiğidir.

Kaynak:hurriyet.com.tr

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.